Asmalı Mescit’te Stil ve Konforun Buluştuğu Bir Yaşam Alanı: Ecotone

İstanbul’un sembol mahallelerinden biri olarak turistinden yerlisine herkesin en sevilen uğrak noktası Asmalı Mescit.

Dar kaldırımlarında ilerlerken hareketli ve cıvıl cıvıl eğlence mekanlarından kulağınıza gelen müzik sesleri, arkadaş canlısı kedileri ve güler yüzlü esnafıyla bu mahalle; Beyoğlu’nun tarihi dokusuyla modern yüzünü bir araya getiriyor.

Son yıllarda kentsel dönüşüm furyasının karşısında tarihi zenginliği ve hafızasıyla her şeye rağmen dimdik durabilmiş bu mahallede iki katlı ve her katında ayrı bir terası bulunan evimizle ilk tanıştığımızda iç tasarım sürecinde özel ve şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıkarabileceğimizin farkındaydık.

Evimizin adının Asmalı Mescit’in geçmişle günümüzü birleştiren bu eşsiz özelliğini yansıtması için “iki farklı popülasyonun yaşam alanları arasındaki geçiş bölgesi” anlamına gelen Ecotone olması gerektiğini düşündük. Aynı şekilde bu kelimenin anlamından yola çıkarak tasarım sürecimizde de iki ayrı kat için farklı iç tasarım konseptleri uygulamaya karar verdik.

Anadolu ve Uzak Doğu’nun Kavuşması

Evin girişinden adım attığınızda sizi kucaklayıcı ve misafirperver bir Anadolu stili karşılıyor. Çoğunlukla geleneksel Anadolu motif ve imgelerinin yoğunlukta olduğu parçalar seçmeye çalıştık. Ahşap yemek masası ve vitrin, derin-nötr tonlarda mobilyalarla çevrelendiğinde konuklara nostaljik ve tanıdık bir his sunuyor.

Üst kata çıkıldığındaysa alt kattakinden bambaşka bir ortam oluşturulduğunu görüyorsunuz. Tema olarak Uzak Doğu’yu benimsediğimiz bu alanda suit daire konforunu dengeli, dingin ve “Zen” bir havayla yaratmaya çalıştık. Yatağın kenarlarına yerleştirilmiş kaplan desenli stor perdeler ve bambu bitkileri odaya ayak basan herkese Asya esintili görsel bir şölen sunarken daha parlak renklerin hakim olduğu oturma alanı samimi, sıcak ve modern bir atmosfer sağlanmasına yardım ediyor.

Evin genelinde eski ve ikinci el mobilyalara hayat verip yeniden işlev kazandırarak verimli ve sürdürülebilir dizaynın önemini vurgulamakla beraber bu parçaları yeni ve daha modern mobilyalarla eşleştirerek evin genel dizaynına devamlılık sağlamak istedik.

Dikkatli bir göz evi turlarken bütün parçaları birleştirdiğinde evin konumu, ismi ve iç dizaynı arasındaki ilişkiyi anlayıp hayran kalabilir.

Bu evde konaklayan herkesin kendini özel hissedeceği ve İstanbul’u keşfetmenin yanı sıra evin içinde de vakit geçirmek isteyeceği şekilde tüm gerekli detayları sağlamaya da dikkat ettik. Missafir olarak her evimizde yaptığımız gibi hem çarpıcı hem de kullanışlı olabilen bir alan oluşturmaya özen gösterdik.

Siz de evinizi iç tasarım desteğimizle tüm dünyadan misafirlere açarak stressiz ve bol kazançlı bir iş birliğine başlamak ister misiniz?

Teklif Al